Ara
Toplam kayıt 98, listelenen: 81-90
Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde tedaviyi yönlendirici biyolojik belirteçler: RRM-1, sınıf III ß Tubulin ve ERCC-1
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2012)
Akciğer kanseri tüm dünyada kanser ölümlerinin en sık nedenidir. Tanı ve tedavideki tüm gelişmelere rağmen KHDAK’de mortalite yüksekliği hala önemli bir sorundur. Metastatik KHDAK’li hastalar için bugünkü hedefe yönelik ...
Meme kanseri tanısıyla modifiye radikal mastektomi uygulanan hastalarda torakal paravertebral blok uygulamasının postoperatif analjeziye ve analjezik kullanımına etkileri
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2011)
Meme kanseri tanısıyla modifiye radikal mastektomi ve aksiller disseksiyon uygulanan 20 hastaya preoperatif 150mg levobupivakain ile T4 seviyesinden torakal PVB uygulanmış, 20 hasta ise kontrol grubuna alınarak intraoperatif ...
Koroner arter bypass cerrahisinde, safen ven greft hazırlanmasında konvansiyonel ve no touch tekniğin endotel hasarı düzeyinde karşılaştırılması
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2010)
Bu çalışmada; iskemik kalp hastalığı nedeniyle koroner arter baypas grefti operasyonuna karar verilmiş hastalarda, kullanılacak safen ven greftin hazırlanması sırasında oluşabilecek endotel hasarından korunmak amacıyla, ...
Açık kalp cerrahisi uygulanan pediatrik olgularda perioperatif vücut sıvı dağılımındaki değişikliklerinin bioimpedans spektroskopi yöntemi ile değerlendirilmesi
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2016)
Giriş ve Amaç: Pediatrik kardiyoloji ve kalp cerrahisi bölümlerine başvuran konjenital kalp hastalığına sahip olguların perioperatif vücut sıvı kompozisyonundaki değişiklikler önemli morbidite ve mortalite sebebi olabilmekte ...
KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞININ EŞLİK ETTİĞİ İSKEMİK KALP HASTALIĞI OLAN HASTALARDA ASPİRİN DİRENCİNİN SIKLIĞININ BELİRLENMESİ
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2016)
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) her yıl dünyada 3 milyon kişinin ölümüne sebep olan bir mortalite ve ve morbidite nedenidir. Önümüzdeki 15 yıl içerisinde KOAH sebepli mortalitenin %50 artacağı tahmin edilmektedir. ...
Mitral anüler kalsikasyonun endotel fonksiyon bozukluğu, karotis intima – mediya kalınlığı ve serum fetuin-A düzeyi ile ilişkisi
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2010)
Giriş: Mitral anüler kalsifikasyon (MAK), mitral kapak anulusunun dejeneratif
kalsifikasyonu ile karakterize bir hastalıktır. Temel patoloji, mitral anulusda
kollajen yapının fibröz yapıya dönüşümü, lipid birikimi ve ...
Servikal dejeneratif disk hastalığı vakalarında uyguladığımız servikal disk artroplastisinin klinik ve radyolojik orta dönem sonuçları
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2011-12-29)
Bu retrospektif çalışmanın amacı Kliniğimizde 2004 yılında ASD ve FASD ye alternatif olarak uygulamaya başladığımız servikal disk artroplastisi yaptığımız olguların orta dönem radyolojik ve klinik sonuçlarını detaylı ...
16 kesit bilgisayarlı tomografi ile kalsiyum skorlamasının koroner arterlerdeki segmental dağılımının gösterilmesi
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2008)
Giriş ve amaç: Arter duvarının kalsifikasyonu aterosklerozun bir parçasıdır ve normal duvarda bulunmaz. Aterosklerotik arterlerde kemik oluşum ve yıkım mekanizmasına benzer bir şekilde “ Calcium Hydroxyapatite” biriktiği ...
Esansiyel trombositemi ve primer miyelofibroz olgularında TET2 mutasyonu
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2012)
Amaç: Kronik miyeloid lösemi (KML)-dışı miyeloproliferatif neoplaziler (MPN) başlıca polistemia vera (PV), esansiyel trombositemi (ET) ve primer miyelofibroz (PMF) olarak gruplandırılır. PV eritrosit kitlesinde artış, ET ...
Bilinen koroner kalp hastalığı olmayan hipertansif hastalarda; "Dipper" ve "nondipper" hipertansiyon tipi ile , aortik gerilim, esneklik ve sertlik, karotis intima mediya kalınlığı ve diyastolik fonksiyon bozukluğu parametrelerinin ilişkisinin değerlendirilmesi
(İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi., 2011-03-24)
Giriş: Hipertansiyonun diürnal ritmi ile kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilişki, birçok çalışmada araştırılmıştır. Bu çalışmalarda, noktürnal kan basıncı düşüklüğü olmayan "nondipper" hipertansiyonlu hastalarda; ...