Temporal Lob Epilepsili Hastalarda MDR1 Gen Polimorfizmi İle İlişki
Özet
Amaç: Epilepsi hastalarının %30-40'ı medikal tedaviye dirençlidir. İlaçları intrasellüler bölgeden ekstrasellüler bölgeye uzaklaştırarak etki eden çoklu ilaç direnci 1 geninin (multidrug resistans 1: MDR1), ilaç direncinden sorumlu en önemli genetik mekanizma olduğu düşünülmektedir. Yöntem: 59'u mezyal temporal skleroz (MTS), 44'ü kriptojenik etiyolojili toplam 103 temporal lob epilepsili hasta ve 174 sağlıklı kontrol örneklerinde polimeraz zincir reaksiyonu ve restriksiyon fragmanı uzunluk polimorfizmi yöntemi ile MDR1 geni C3435T polimorfizminin varlığı ve hastalık bulgularının ilişkisi araştırılmıştır. Bulgular: Tüm hasta grubunda ve MTS olmayan hastalarda CT genotipi, kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p=0,004 ve p=0,008). Her iki hasta grubu karşılaştırıldığında MTS olmayan grupta CT genotipinin daha düşük olduğu belirlenmiştir (p=0,0008). Status epileptikus öyküsü olan hastalarda anlamlı olarak TT genotipinin daha sık olduğu dikkati çekmiştir (p=0,027). Diğer klinik bulgular ile MDR1 genotipi arasında bağlantı bulunmamıştır. Sonuç: Hasta ve kontrol grupları arasında heterozigot CT genotipinin sıklığı farklı bulunmakla birlikte, klinik özellikler açısından bir bağlantı kurulamamıştır. Bu durum toplumsal farklılıkların yanısıra ilaca direnç mekanizmasında MDR geni dışında başka faktörlerin de rol oynadığını düşündürmektedir. Mutasyon analizinin çalışılması bu hastalığın patofizyolojisinin anlaşılmasında önem taşıyacaktır. Objective: 30-40% of patients with epilepsy have resistance to medical treatment. The major genetic mechanism postulated to underlie this resistance known as Multidrug resistance gene 1 (MDR1), transports the drugs from intracellular to extracellular area. Methods: 103 temporal lobe epilepsy patients' (59 of the patients had mesial temporal sclerosis and 44 patients had cryptogenic etiology) and 174 healthy controls' samples were evaluated for MDR1 gene (C3435T) polymorphism by polimerase chain reaction and restriction fragment length polymorphisms. Results: In all patients and TLE patients without MTS, CT genotype was found to be lower than that of the control group (p=0,004 ve p=0,008). CT genotype was statistically lower in the group without MTS than the group with MTS (p=0,0008). It is noted that the patients with a history of status epilepticus had significantly higher MDR1 gene TT genotype (p=0,027). There was no correlation between other clinical features and MDR1 genotype. Conclusions: Despite the difference of heterozygote CT genotype frequency in patient and control populations, no correlation between clinical features and MDR1 genotype was found. This data may show diverse genetic background of different populations. Studies of mutation analysis will play an important role to understand the pathophysiology of this disease.
Kaynak
Journal of Neurological Sciences (Turkish)Cilt
30Sayı
1Bağlantı
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRnek1URTFOUT09http://hdl.handle.net/11446/1356