Rekabet Hukuku ve özel Hukuk açısından akaryakıt dağıtım sözleşmeleri II: gelinen nokta, sorunlar ve değerlendirmeler
Abstract
Akaryakıt dağıtım piyasasındaki dikey iliskiler bir süreden beri Rekabet Kurumu’nu mesgul etmektedir. Genellikle 15 sene süreli intifa ve 5 sene süreli bayilik sözlesmelerinden olusan dikey iliskinin ihtilaf konusu yapılmasının temel nedeni, bayinin sağlayıcı olan dağıtım sirketine ekonomik açıdan bağlanmasıdır. Ekonomik tabiiyet sorunu olarak adlandırabileceğimiz bu sorun, esas itibarla taraflar arasındaki bir özel hukuk sorunudur. Fakat rekabet etmeme yükümlülüğü içeren sözlesmenin, intifa sözlesmesi nedeniyle fiilen 5 seneden uzun olması, bunu aynı zamanda bir Rekabet Hukuku sorunu haline getirmekte ve özellikle bayiler Rekabet Hukukunu manivela olarak kullanmaktadırlar. Rekabet Kurulu yakın dönemde verdiği kararlar ile içtihat değisikliğine gitmis ve intifa sözlesmelerinin de Rekabet Hukuku kapsamında olduğunu belirtmistir. Bunun sonucu olarak, bu dikey iliskilerin grup muafiyetinden yararlanmaları için azami 5 sene olarak akdedilmeleri gerekmektedir. Pek çok sözlesme ise, 18.9.2010 tarihinden itibaren grup muafiyeti kapsamı dısında kalacak ve geçersizlik riskine muhatap olacaktır. ?ste bu makalenin konusu da, bu sorunun özel hukuk ve Rekabet Hukuku açısından incelenmesidir. Bu bağlamda, mevcut hukuki durum açıklandıktan sonra, sözlesmelerin süresinden önce sona ermesine bağlı olarak ortaya çıkan geçersizlik ve sebepsiz zenginlesme gibi sorunlar ele alınacak ve gelecek dönem hakkında değerlendirmeler yapılacaktır. The problems stemming from the vertical relations in fuel distribution market have been prepossessed the agenda of the Turkish Competition Authority for sometime. The reason why these relations have been a subject matter of an intense legal dispute has to do with the problem of economic subordination of dealers to fuel suppliers/distributors. In this unique vertical relation, the supplier first acquires the usufructs rights in property with a contract in rem for 15 years and then appoints the owner as his dealer in the same property with a 5 year dealership contract. In effect, the duration of this vertical relation is determined by the duration of usufructs right given that the dealer has no viable economic option to terminate the dealership contract. The legal disputes stemming from these relations have a predominantly private law character. However, 15 years duration coupled with non-competition clauses in dealership contracts converts these disputes to a competition law issue as well. Accordingly the dealers use competition law as a leverage in their private law conflicts. The Competition Board recently changed its opinion in this issue and began to apply the Competition Law prohibitions to usufructs contracts which had been previously considered solely as a private law matter. Resulting from this new case law, duration of both these contracts should be limited with five years maximum in order to benefit from the block exemption Regulation. The contracts which are currently in effect will be uncovered from the Regulation and exposed to the nullity risk unless they are revised until 18.9.2010, the deadline which is designated by the Competition Board. The subject matter of this paper is to analyze this particular problem from competition and private law perspectives. In this context after explaining the current legal state of affairs, the nature of nullity sanction and unjust enrichment problems that are caused by advance termination of these contracts will be discussed and possible issues that are expected to come out in the forthcoming term will be brought in to the spotlight.
Source
Rekabet DergisiVolume
11Issue
3URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRBME56Z3dNQT09http://hdl.handle.net/11446/1495