İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu sonrası pronükleer skorlamanın embriyo gelişimi ve gebelik oranları üzerine etkisi
Künye
Yılmaz, Elif. (2011). İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu Sonrası Pronükleer Skorlamanın Embriyo Gelişimi ve Gebelik Oranları Üzerine Etkisi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. İstanbul : İstanbul Bilim Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü.Özet
İnfertilite, düzenli cinsel ilişkiye girilmesine rağmen bir yıl sonunda gebe kalınamaması durumu olarak tanımlanır. Böyle durumlarda çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için üremeye yardımcı tedavi (ÜYTE) teknikleri kullanılabilmektedir. ÜYTE tekniklerinden biri olan intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) uygulamasından sonra, implantasyon potansiyeli en yüksek olan embriyo(lar)nun seçilebilmesi için kullanılan birçok parametreden biri olan morfolojik değerlendirme, en önemli parametredir. Yapılan araştırmalar morfolojik değerlendirme kriterleri arasında embriyonun bölünme evresi değerlendirmesinin yanında, zigot aşamasında değerlendirilmesinin de, embriyonun ileri dönem gelişimi ile ilgili bilgi verebileceği, bu nedenle embriyo kalitesini belirlemede kullanılabileceğini göstermektedir.
Çalışmamızda embriyonun zigot evresinde görülen, pronükleusların (PN) içinde yer alan çekirdekçik öncül cisimciklerinin (NPB) sayı, diziliş ve dağılımlarına göre skorlamasının fertilizasyon, embriyo gelişimi, embriyo kalitesi ve gebelik üzerine olan etkileri incelendi. Bu amaçla, hastaların tüm zigotları pronükleer skorlama kriterlerine göre 6 sınıfa ayrılıp (P0, P1, P2, P3, P4, P5), toplam 149 çift, transfer edilen embriyolarının pronükleer dağılım patternlerine göre üç gruba ayrıldı. I. grupta transfer edilen embriyoların hepsi P0’dan, II. grupta en az bir tanesi P0’ dan gelişirken, III. grupta transfer edilen embriyoların hiçbiri P0’dan gelişmemişti. Ortalama yaş ve toplanan oosit sayıları ortalaması gruplar arasında benzerdi. Ortalama fertilizasyon oranı, embriyo gelişimi oranı, embriyo kalitesi oranları ve ortalama gebelik oranları açısından anlamlı bir fark bulunmadı. Grup ayrımı yapılmadan hastaların tüm embriyoları pronükleer patternlerine göre değerlendirildiğinde; P0’dan gelişen embriyoların diğer pattern sınıflarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha kaliteli olduğu, pattern sınıfları büyüdükçe bu oranın istatistiksel olarak anlamlı derecede düştüğü, belirlenmiştir.
Bu verilere dayanarak, zigot evresinde yapılan pronükleer skorlamanın embriyo kalitesinin belirlenmesinde prediktif olabileceği, bu nedenle de transfer edilecek embriyo(lar)nun seçiminde kullanılan morfolojik değerlendirmeler arasına girebileceği sonucuna varılmıştır. Bu konuda geniş hasta grupları ile yapılacak yeni çalışmalara ihtiyaç vardır. Infertility is defined as failure to concept despite a regular sexual relationship during a year. Such couples who are willing to have a child may be treated by one of the assisted reproduction techniques (ART). Morphological evaluation of the embryo is the most useful method among many parameters used in choosing the embryo with the highest implantation potential after intracytoplasmic sperm injection (ICSI) which is one of the ART techniques. Studies show that, beside the cleavage stage morphological evaluation, zygote stage morphological evaluation of the embryo may also give important information about the further stage development and thus may be used in determining the embryo quality evaluation.
In our study, we investigated the effect of the embryo score generated by the number, lining and distribution of nucleolus precursor bodies (NPB) located in pronuclei (PN) which appear at the zygote stage of an embryo, on the fertilization rates, embryo development, embryo quality and pregnancy rates. For this purpose, all the zygotes of 149 couples were classified into 6 pronuclear pattern groups (P0, P1, P2, P3, P4, P5) and the couples were assigned to 3 groups according to their pronuclear gradings of their transferred embryos. In group I, all the transferred embryos were developed from P0 pattern; in group II, at least one of the transferred embryos were developed from P0 pattern; whereas none of the transferred embryos were developed from P0 pattern. Mean age and mean number of retrieved oocytes were similar between groups. Mean fertilization rates, embryo development, embryo quality rates and mean pregnancy rates were not statistically different. When all the embryos of patients were evaluated according to their pronuclear patterns ignoring the groups they were assigned, the embryo qualities of P0 pattern embryos were statistically significantly better than the other patterns and the rate decreased statistically significantly by the increase in pattern group.
According to the given data it may be suggested that zygote stage pronuclear scoring may be predictive in determining the embryo quality, and thus it may be counted as one of the morphological evaluation methods used to select the embryos to be transferred. However, wider studies should be conducted in order to better define the effectiveness of the method.