Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu ile serum düşük dansiteli lipoprotein alt grupları ilişkisi
Citation
Kükner, Amber Şenel. (2014). Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu İle Serum Düşük Dansiteli Lipoprotein Alt Grupları İlişkisi. Yayımlanmamış doktora tezi. İstanbul : İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Abstract
Giriş ve Amaç: Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (YBMD) ateroskleroz ile total ve düşük dansiteli lipoprotien (LDL) kolesterol yüksekliği gibi risk faktörleri paylaşmaktadır. LDL, elektroforez ile alt gruplara ayrılmaktadır. Bunlardan küçük dens LDL tiplerine B paterni adı verilmiştir. Tez çalışmamızda ateroskleroz patolojisinde önemli bir yeri olan bu paternin YBMD hastalarında görülüp görülmediği araştırılmıştır.
Gereç ve Yöntem: TC İstanbul Bilim Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda YBMD tanısı konan ve sağlıklı kontrol olan 84 hasta ile çalışıldı. Hastalardan alınan kan örneklerinden total ve LDL kolesterol seviyeleri ve Lipoprint System poliakrilamid elektroforez kullanılarak LDL alt grubu profili çalışılmıştır.
Bulgular: Yirmialtı hasta nonneovasküler YBMD, 37 hasta neovasküler YBMD, 21 hasta kontrol grubunu oluşturmuştur. Hastaların %67’si kadın, %33’ü erkektir. Katılımcıların ortalama yaşları 72,1±9,6’dır. Gruplar yaş ve cinsiyet açısından uyumludur. Katılımcıların total kolesterol seviyelerinin ortalaması 223,5±52,3mg/dl, LDL kolesterol seviyelerinin ortalaması 138,6±43,6 mg/dl’dir. Total ve LDL kolesterol bakımından YBMD gruplarının aralarında ve bu gruplarla kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Katılımcıların %84,6’ü A paterne sahiptir, %15,4’ü B paterne sahiptir. LDL kolesterol alt grupları bakımından nonneovasküler YBMD ve neovasküler YBMD gruplarının arasında ve bu gruplarla kontrol grubu arasında istatistiksel anlamlı fark bulunmamamıştır.
Tartışma: Toplumun yaklaşık %25’inde görülen B tipi LDL kolesterol alt grup paterni tüm hastalarımızda %14,3 oranında görülmüştür. Çalışmamızda kadın katılımcıların %10,7’sinin, erkek katılımcıların % 21,4’ünün B paterne sahip olması literatürle uyumludur. Çalışılan B patern profilinin YBMD hastalarında toplumdan farklı olmadığı sonucuna varıldı. Bu sonuç üzerinde YBMD’nin geniş etyopatolojik yelpazesinin, risk faktörlerinin ve özellikle erkek katılımcı gruplarımızın sayısının istatistik açısından yetersiz olmasının etkisi olduğunu varsaymaktayız. Bu yüzden bulgularımızın fazla olgu sayısı içeren, randomize, karşılaştırmalı çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Introduction: Age related macular degeneration (AMD) is the leading cause of legal blindness in the western countries. It shares common risk factors with atherosclerosis such as elevated total and LDL cholesterol. LDL cholesterol can be seperated up to 7 subfractions using electrophoresis. Predominance of small dense LDL subfraction is called type B patern or bad cholesterol phenotype. Our study aimed to investigate if this patern is seen in AMD, as it is an important component in atherosclerosis pathology.
Methods: Eightyfour patients diagnosed with AMD and healthy controls in TC İstanbul Bilim University Department of Ophthalmology. Patients over age 50 who does not smoke, use medication and have a systemic disease and who have diagnosed with bilateral dry, wet AMD and controls were included. Total and LDL cholesterol were analysed and LDL subfraction analysis were made using Lipoprint System (Quantimetrics Corp. Redondo Beach, CA, USA).
Results: Dry AMD group included 26, wet AMD group 37 and control group included 21 patients. Sixtyseven percent were female and 33% were male. The mean age was 72,1±9,6. Groups were consistent in age and gender distribution. Mean total cholesterol was 223,5±52,3mg/dl, mean LDL cholesterol was 138,6±43,6 mg/dl. Groups did not differ statistically in total, LDL cholesterol levels. Type A patern was seen in 84,6% and type B patern was seen in 15,4% among participants. The LDL subfraction paterns did not differ statistically among groups.
Discussion: Type B patern LDL cholesterol subfraction is seen in 25% in population. In our patients its percentage was 14,3%. Our participants had type B patern percentages consistent with literature. We found that LDL profile did not differ between normal population and AMD patients. We think the broad etiopathological and risk factors spectrum of AMD and the insufficient number of our participants may have affected our results. For this reason we think that our results need to be investigated further with studies having more participants, randomised, comperative prospective studies.