Pineal bölge kitlelerinin stereotaktik tanı ve tedavisi
Özet
Bu çalışmada, İstanbul Tıp Fakültesi Nöroşirurji Kliniğinde, 1991-1996 yılları arasında, pineal bölge kitlesi saptanarak Stereotaktik tanı ve tedavi yöntemleri uygulanan 13'ü erkek, ll'i kadın 24 olguya ait sonuçlar sunuldu. Yaşları 5 ile 81 arasında değişen olgularda 35 Stereotaktik girişim gerçekleştirildi. Girişimlerden 23'ünde amaç sadece patolojik tanı, birisinde tanı ve aspirasyon, birisinde üçüncü ventrikülostomi, 10'unda ise Stereotaktik interstisiyel radyoşirürji idi. On olguda tanı sonrası sadece radyoterapi uygulandı. Ortalama izlem süresi 28 ay olan olguların dördü germinoma, sekizi pineositoma, beşi pineoblastoma, ikisi ependimoma, dördü astrositoma ve birisi de selim kist tanısı aldılar. Üçüncü ventrikülostomi yapılan bir olgu dışında tüm olgularda ventrikülo-peritoneal şant uygulandı. Biyopsi sonrasında 10 olguda radyoterapi, 7 olguda Stereotaktik interstisiyel radyoşirürji ve radyoterapi, iki olguda sadece Stereotaktik interstisiyel radyoşirürji, bir olguda ise açık cerrahi uygulandı. Üçüncü ventrikülostomi uygulanan olguda radyoterapi yapılırken, radyoterapi uygulanan bir olgu ile Stereotaktik interstisiyel radyoşirürji uygulanan bir diğer olguda hastalıkta ilerleme görülmesi üzerine açık cerrahi girişim gerçekleştirildi. Selim kistli bir olguda ise ileri tedavi gerekmedi. Bu dizide Stereotaktik yöntemlerle tanı ve tedavisi yapılan tüm olgularda tümörün ilerlemesi kontrol alfana alındı. Erken dönemde Stereotaktik yöntemlere bağlı ölüm ve morbidite olmadı. Bu dizinin sonuçlan pineal bölge kitlelerinin tanı ve tedavisinde Stereotaktik yöntemlerin açık cerrahiye ciddi bir seçenek olarak düşünülmesi gerektiğini telkin etmektedir. Data on a series of 24 patients with pineal region lesions treated between 1991 and 1996 are presented. There were 13 male and 11 female patients; ages ranged between 5 and 81. A total of 35 Stereotactic procedures were performed. Procedural objectives were pathological diagnosis in 23, diagnosis and aspiration in one, third ventriculostomy in another, and Stereotactic interstitial radiosurgery (SIR) in ten cases. Radiotherapy was chosen as the treatment modality after diagnosis in 10 patients. The median follow-up period was 28 months. Pathological diagnoses were germinoma in four, pineocytoma in eight, pineoblastoma in five, ependymoma in two, astrocytoma in four, and benign cyst in one case. Ventriculo-peritoneal shunt was inserted in all cases except for the patient in whom endoscopic third ventriculostomy was preferred. Radiotherapy, SIR and radiotherapy, SIR, and surgery were applied as initial treatment modalities, respectively in ten, seven, two and one patients. Secondary surgery had to be performed for local tumor progression in two cases. The patient with benign cyst required no further intervention. In this series, control of tumor progression was obtained in all cases. There was no mortality or morbidity related to Stereotactic procedures. Results of this series suggest that Stereotactic procedures stand out as a strong alternative to surgery in the diagnosis and treatment of pineal region lesions.