Erişkin Bireylerde Bağlanma Biçimleri ile Psikososyodemografik Değişkenlerin Aleksitimi Düzeyleri Üzerindeki Etkileri
Özet
Amaç: Bu araştırmada; erişkin bireylerde bağlanma biçimleri (kaygılı ve kaçınmacı bağlanma boyutları) ile psikososyodemografik değişkenlerin aleksitimi düzeyi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmaya, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan ve çalışmaya gönüllü olarak katılan 192 (%69,6)’si kadın, 84 (%30,4)’ü erkek toplam 276 birey katılmıştır. Araştırmada, psikososyodemogra- fik özelliklerin belirlenebilmesi için araştırmacı tarafından oluşturulan, “Demografik Bilgi Formu”, aleksitimi düzeylerini ölçmek amacıyla “Toronto Aleksitimi Ölçeği (TAÖ-20)”, bağlanma biçimlerini belirle- mek amacıyla da “Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II (YİYE-II)” kullanılmıştır. Bulgular: Erişkin bireylerde kaygılı ve kaçınmacı bağ- lanma biçiminin aleksitimi toplam puanını ve duygularını tanıma zor- luğu alt boyutunu yordadığı görülmektedir (p<0,01). Bununla birlikte kaçınmacı bağlanma biçiminin, duygularını ifade etme zorluğu alt bo- yutunu yordadığı da gözlenmiştir (p<0,01). Öte yandan aleksitimi top- lam puanı ile dışa-vuruk düşünce puanının cinsiyetler açısından arasında orta düzeyde, düşük güçte anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (p<0,01). Analiz sonuçları, TAÖ-T, TAÖ-DTZ, TAÖ-DİEZ ve TAÖ- DVD puanlarının, bireylerin eğitim seviyesine göre farklılaştığını gös- termiştir. Son olarak TAÖ-DVD haricinde TAÖ-T, TAÖ-DTZ ve TAÖ-DİEZ puanlarının, bireylerin romantik ilişki durumlarına göre farklılaştığını göstermiştir (p<,05). Sonuç: Erişkin bireylerde, kaygılı ve kaçınmacı bağlanma biçimi olanlar aleksitimik özellikler göster- mektedir. Kaçınmacı bağlanma biçimi olanlarda, duygularını ifade etme zorluğu saptanmıştır. Aleksitiminin dışa-vuruk düşünce özelliği erkek- lerde kadınlardan fazla bulunmuştur. Eğitim seviyesi arttıkça, aleksiti- mik özellikler taşıma olasılığı azalmaktadır. Romantik ilişkisi olmayan bireylerde, aleksitimik özellikler daha fazla görülmektedir. Objective: In this research, the attachment styles (anx- ious and avoidance attachment styles) and psychosociodemographic variables on alexithymia levels in adults have been researched. Ma- terial and Method: 276 adults, residing in various regions of Turkey, have volunteered for this research, of whom 192 (69.4%) are female and 84 (30.4%) are male. To determine the psychosociodemographic traits a “Demographic Survey” created by the researcher, to deter- mine the alexithymia levels “Toronto Alexithymia Scale (TAS-20)” and to determine the attachment styles “Experiences in Close Rela- tionships-Revised (ECR-R)” have been employed. Results: Anxious and avoidance attachment styles have regressed the total alexithymia score and difficulty in identifying feelings subscale (p<0.01). Fur- thermore it has been observed that avoding attachment style has re- gressed into the difficulty in describing feelings subscale (p<0.01). On the other hand, there was a moderate, low-power significant re- lationship between the total score of alexithymia and the self-effi- cacy score in terms of gender (p<0.01). The results of the analysis showed that TAS-T, TAS-DTZ, TAS-DIEZ and TAS-DVD scores differ according to the level of education of the individuals. showed differentiation (p<.05). Conculusion: In adult individuals, anxious and avoidant attachment styles show alexithymic characteristics. Dif- ficulty in expressing their emotions was found in those with avoidant attachment style. Alexithymia was found to be more manifest in males than females. As the level of education increases, the likeli- hood of carrying Alexithymic properties decreases. Alexithymic fea- tures are more common in individuals who do not have romantic relationships.
Kaynak
Türkiye Klinikleri Adli Tıp ve Adli Bilimler DergisiCilt
17Sayı
2Bağlantı
https://doi.org/10.5336/forensic.2019-71935https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpZMU56QTRPQT09
http://hdl.handle.net/11446/4510