Endotel disfonksiyonu ile koroner risk faktörleri ve koroner arter hastalığı yaygınlığı ve ciddiyeti arasındaki ilişki
Künye
Gümüşel, Hilal Kurtoğlu. (2008). Endotel Disfonksiyonu İle Koroner Risk Faktörleri Ve Koroner Arter Hastalığı Yaygınlığı Ve Ciddiyeti Arasındaki İlişki. Yayımlanmamış doktora tezi. İstanbul : İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Özet
Giris ve Amaç: KAH, batılı toplumlarda en sık ölüm sebebidir. Endotel
disfonksiyonunun, kardiyovasküler risk faktörleri ve KAH ile iliskili oldugu
düsünülmektedir. Çalısmamızın amacı; anjiyografik olarak saptanmıs KAH’ı olan ve
olmayan hastalarda, KAH risk faktörleri ile endotel disfonksiyonu iliskisinin
degerlendirilmesi ve KAH varlıgı, yaygınlıgı ve ciddiyeti ile endotel disfonksiyonu
arasındaki iliskinin gösterilmesidir.
Gereç ve Yöntem: KAH saptanan, 28’i kadın 80 hasta çalısma grubuna (ortalama yas;
62.4±9.9), normal koroner arterleri olan 14’ü kadın 20 hasta kontrol grubuna (ortalama
yas; 57.6±10.5) alındı. Geçirilmis koroner anjiyoplasti ya da aortokoroner bypass cerrahi
hikayesi olanlar çalısma dısı bırakıldı. Endotel disfonksiyonu, brakiyal arter
ultrasonografisi ile “endotel bagımlı vazodilatatör yanıt” (EBVY) ve “nitrat bagımlı
vazodilatatör yanıt” (NBVY) ölçümleri yapılarak degerlendirildi KAH yaygınlıgı ve
ciddiyeti, hasta damar sayısı ve Gensini skoru ile belirlendi
Bulgular: KAH (+) grupta diyabetik hastalarda EBVY ve NBVY’nin anlamlı olarak daha düsük oldugu (sırasıyla; p=0.037, p=0.035), KAH (-) grupta ise 65 yasın üzerindeki
hastalarda NBVY’nin anlamlı olarak daha düsük oldugu (p=0.05) bulundu. Her iki
grupta diger risk faktörleri ile EBVY ve NBVY arasında anlamlı iliski saptanmadı. KAH
(+) grupta KAH (-) gruba göre EBVY ve NBVY anlamlı olarak daha düsük bulundu
(p=0.0001). KAH (+) grupta hasta damar sayısı ile EBVY, NBVY ve Gensini skor
arasında güçlü düzeyde korelasyon bulundu (sırasıyla; r=-0.560, r= -0.522, r=0.601;
p=0.0001). KAH (+) grupta, EBVY için; %8.5 cut-off degerinin %95 duyarlılık ve %62
özgüllükle, NBVY için ise; %13.6 cut-off degerinin %91 duyarlılık ve %62 özgüllükle
tek damar ve çok damar hastalıgı ayrımını saglayabilecegi bulundu. KAH (+) grupta
Gensini skor ile EBVY ve NBVY arasında çok güçlü düzeyde korelasyon saptandı
(sırasıyla; r=-0.825, r=-0.778; p=0.0001)
Sonuç: Çalısmamızda KAH risk faktörlerinden yas ve diyabet ile endotel disfonksiyonu
iliskisinin belirgin oldugunu bulduk. KAH (+) grupta endotel fonksiyon bozuklugunun
daha fazla oldugunu ve KAH yaygınlıgı ve ciddiyeti ile endotel disfonksiyon derecesinin
arttıgını tespit ettik. Çalısmamızdan elde ettigimiz verilere dayanarak, endotel fonksiyon
bozuklugunun non-invazif olarak ultrasonografik yöntemle degerlendirilmesinin, KAH
tanısı, yaygınlıgı ve ciddiyetinin öngörülmesinde kullanılabilecegini düsünmekteyiz. Introduction and Objectives: Coronary artery disease (CAD) became the most
common cause of death in western societies and endothelial dysfunction is supposed
to be associated with CAD and cardiovascular risk factors. The goal of our study was
to evaluate the relation between CAD risk factors and endothelial dysfunction in
patients with or without any angiographically defined CAD and to show the
association between endothelial dysfunction and, presence, extend and severity of
CAD.
Materials and Method: 80 patients with CAD including 28 female patients (mean
age 62.4±9.9 years) were recruited to the study group and 20 patients with normal
coronary arteries including 14 female patients (mean age 57.6±10.5 years) to the
control group. Patients with an history of coronary angioplasty or coronary artery bypass
surgery were excluded. Endothelial dysfunction was evaluated by assessing
endothelium-dependent vasodilatory response (EDVR) and nitrate-dependent
vasodilatory response (NDVR) with ultrasonography of brachial artery.Extend and
severity of CAD was determined upon number of diseased vessels and Gensini score.
Results: Diabetic patients had significantly lower EDVR and NDVR values in CAD
(+) group (p=0.037 and p=0.035,respectively), whereas patients above 65 years of
age had a significantly lower NDVR value in CAD (-) group (p=0.05). Neither group
provided a significant relationship between other risk factors and EDVR and/or
NDVR values. EDVR and NDVR were also found to be significantly lower in CAD
(+) group compared to that of CAD (-) group. (p=0.0001). A strong correlation was
found out between number of diseased vessels and EDVR, NDVR and Gensini score
(r=-0.560, r= -0.522, r=0.601, respectively p=0.0001). In the CAD (+) group, singlevessel
and multi-vessel diseases could be distinguished by measuring EDVR with a
cut-off level of 8.5 % (sensitivity: 95%, specificity: 62%) and NDVR with a cut-off
level of 13.6 % (sensitivity: 91%, specificity: 62%). In addition, CAD(+) group
presented a strong correlation between Gensini score and EDVR or NDVR (r=-
0.825, r=-0.778 respectively, p=0.0001).
Conclusion: In the current study we detected a clear association between age and
diabetes as CAD risk factors and endothelial dysfunction. We also realized that
defects in endothelial function was more frequent in CAD (+) group and degree of
endothelial dysfunction correlates well with the extend and severity of CAD. Based
on data of our study, we suggest that evaluation of endothelial dysfunction with a
non-invasive ultrasonographic method may be useful in diagnosis and prediction of
CAD severity and extend.