Aort stenozlu hastalarda farklı protez kapaklarla gerçekleştirilen aort kapak replasmanlarından sonra sol ventrikül kütle gerilemesinin oranlarının karşılaştırılması
Künye
Oral, Mehmet Kerem. (2007). Aort Stenozlu Hastalarda Farklı Protez Kapaklarla Gerçekleştirilen Aort Kapak Replasmanlarından Sonra Sol Ventrikül Kütle Gerilemesinin Oranlarının Karşılaştırılması. Yayımlanmamış doktora tezi. İstanbul : İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Özet
Aort stenozu olan hastalarda sol ventrikül hipertrofisi, sol ventrikül içindeki
basıncın kronik olarak artmasına cevap olarak ortaya çıkan bir adaptasyon
mekanizmasıdır. Sol ventrikül hipertrofisi, ard yük attıkça, sistolik duvar stresinin
normal seviyelerde kalmasına ve ejeksiyon performansının korunmasına olanak sağlar
[1,2]. Yetersiz hipertrofi ard yük uyumsuzluğuna neden olur ve bu da duvar stresinin
artmasıyla ve kontraktil fonksiyonunun azalmasıyla sonuçlanır. Aşırı hipertrofi
kontraktilitede ve pompa fonksiyonunda azalma ile sonuçlanabilir. Aort kapagındaki
lezyonun düzeltilmesi sol ventrikül hipertrofisinde gerilemeyle sonuçlanır [3]. Aort
kapak replasmanından sonra ortaya çıkan sol ventrikül kütlesindeki bu gerileme, sol
ventrikül hipertrofisiyle ilişkili olan ani ölüm, konjestif kalp yetmezliği ve dirençli
aritmiler gibi uzun dönem komplikasyonları azaltabilir [4]. Bu nedenle, sol ventrikül
kütle gerilemesi, aort kapak replasmanından sonra uzun dönem sag kalıma etki eden
en önemli kriterdir.
Değişik protez kapaklar arasındaki sol ventrikül hipertrofisinin gerileme
oranları aort kapak replasmanında kullanılan protezlerin özelliklerine göre farklılık
gösterir. Yaslı hastalarda biyoprotezlerin kullanılması antikoagulasyon gereksinimini
ortadan kaldırır. Mekanik kapaklar, biyoprotezlerle karşılaştırıldığında, daha yüksek
transprostetik gradiyent bırakır ancak uzun ömürleri nedeniyle tercih edilirler. Mevcut
mekanik kapaklar tek yaprakçıklı disk ve iki yaprakçıklı olarak tasarlanmışlardır. ki
yaprakçıklı protezler kan akımı boyunca doğrusal olarak açılırlar ki, böylece teorik
olarak, tek yaprakçıklı protezlerle karşılaştırıldığında daha fazla doğrusal akım ve
daha az çıkım yolu daralmasına neden olurlar [5].
Bu çalışmanın amacı, üç farklı protez kapağın ameliyat sonrası dönemde sol
ventrikül kütle gerilemesi üzerine etkilerinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla,
Florence Nightingale Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniğinde Mayıs 2001 ile
Aralık 2004 tarihleri arasında aort stenozu nedeniyle aort kapak replasmanı
operasyonu uygulanan hastalar çalışmaya dahil edildi. Aort yetmezliği ön planda olan
ve aort kapak replasmanına ek olarak başka prosedürler uygulanan hastalar çalışma
kapsamı dışında tutuldu. Bu kriterlere uyan hastalar, takılan protezlerin tipine göre üç
gruba ayrıldı. Grup I’e Hancock II Bioprotez kullanılan hastalar, grup II’ye Medtronic
tek yaprakçık tipi protez kullanılan hastalar ve grup III’e St. Jude iki yaprakçıklı
protez kullanılan hastalar alındı. Grup I, yas ortalaması 70,82 ± 9,14 olan 5 erkek, 12
bayan toplam 17 hastadan, grup II yas ortalaması 61,62 ± 13,79 olan 8 erkek,13 bayan
toplam 21 hastadan ve grup III yas ortalaması 56,29 ± 18,38 olan 11 erkek, 6 bayan
toplam 17 hastadan oluşmaktaydı. Çalışmaya katılan hastaların ameliyat öncesi
demografik verileri, efor kapasiteleri, maksimum aort basınç gradiyentleri,
ekokardiyografik olarak ölçülen sol ventrikül duvar kalınlıkları ve bu veriler
kullanılarak hesaplanan sol ventrikül kütle indeksleri kaydedildi. Hastaların ameliyat
öncesi verileri değerlendirildi ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi.
Hastalara ulaşılarak fizik muayeneleri yapıldı ve ekokardiografi ile sol
ventrikül duvar kalınlıkları ve kapak fonksiyonları değerlendirildi. Bu bulgular
ameliyat öncesi verilerle karşılaştırıldı.
Bu çalışmada istatistiksel analizler GraphPad Prisma V.3 paket programı ile
yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metodların
(ortalama, standart sapma) yanı sıra gruplar arası karşılaştırmalarda tek yönlü varyans
analizi testi, alt grup karşılaştırmalarında Tukey çoklu karşılaştırma testi, grupların
tedavi öncesi sonrası karşılaştırmasında eşlendirilmiş t testi, değişim farklarının
dağılımı göz önüne alınarak Kruskal Wallis testi, alt grup karşılaştırmalarında Dunn’s
çoklu karşılaştırma testi, nitel verilerin karşılaştırmalarında ki-kare testi kullanılmıştır.
Sonuçlar, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir.
Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde, Gruplar arasında yas ortalamaları
açısından istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmiştir (p=0,015). Grup I’in yas
ortalaması Grup III’den istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş
(p<0,05), diger gruplar arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).
Grupların cinsiyet dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmemiştir
(p=0,094). Her üç grupta da SVK ’nde istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma
gözlenmiş (p=0,0001) ancak, bu azalma gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı
fark yaratmamıştır (p=0,054, p=0,363).
Sonuç olarak her üç kapağın da sol ventrikül kütlesinin azalması üzerinde orta
dönemde benzer etkileri olduğu ancak, daha kesin bir yorumda bulunabilmek için daha
fazla hasta üzerindeki uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi gerektiği
kanısındayız In patients with aortic stenosis left ventricular hypertrophy develops. Aortic valve replacement will cause left ventricular mass regression in time [3], and this will reduce the long term complications related with left ventricular hypertrophy such as sudden death, congestive heart failure and resistant arrhythmias [4]. For this reason, the most important criteria that effects the long term survival is left ventricular mass
regression after aortic valve replacement. It shows differences in left ventricular mass regression rates between different characteristics of prosthetic valves for aortic valve replacement. In older patients biprosthesis are preferable where as mechanic prosthesis are preferred for young patients. The aim of this study is to compare the effects of three different prosthetic valves in left ventricular mass regression after aortic valve replacement. For this reason, the patients with aortic valve replacement because of pure aortic stenosis in our clinic between May 2001 and December 2004 involved in the study. Patients were
divided into three groups. Group I involves patients with Hancock II Bioprosthesis, Group II involves patients with Medtronic monoleaflet and Group III involves patients with St. Jude bileaflet prosthesis. In this study the statistical analyses were made with GraphPad Prisma V.3 pocket program. The results were evaluated with the statistical significance level of p<0.05. When the results are evaluated, statistical significant reduction in LVM. have been shown in all groups (p=0,0001), but this reduction show no statistical significant difference between groups (p=0,054, p=0,363). As a result, all three valves have similar reduction effect on left ventricular mass regression at midterm follow up but we think that to make a more definite conclusion the long term findings on more patients must be assessed.